Sektöre Bakış

Pedakustiker M. Emin AĞAÇ

Audiology ve akustik dergimizin ikinci sayısını size ulaştırmaktan mutluluk duyuyoruz. Sektörün sorunlarını dile getirerek, bir nebze de olsa katkı sunmanın gerekliliğine inanıyoruz. Odyoloji bilim dalının ve sektörünün ileri seviyeye çıkması için; gerekli ön lemlerin alınması, sorumluluğun taşınması ve emek harcamaya ihtiyaç vardır. İlerlemenin önündeki engellerin berta raf edilmesi, kalıplaşmış bazı ilkel düşüncelerin terk edilmesi gerekmektedir. Bilginin üretilmesi, yaygınlaşması ve Odyoloji öğrencilerinin daha  donanımlı hale gelerek çağın ve teknolojinin sahip olduğu olanaklara sahip olması gerekmektedir. Odyolojiyi kalıplar içine sokmaya çalışmak ve politik bir güç kaynağı olarak görmek; sektöre, branş sahiplerine ve sektörden hizmet bekleyenlere hiçbir şey kazandırmaz. Aksine, gençlerimiz bilime, hiz mete ve kendini donanımlı hale getirmeye odaklanmalıdır.

Duyma akustik ve Odyoloji bilgisi konusunda ne yazık ki geri kalmış ve bilgi fakiri bir ülkeyiz. Bu açığı     kapatmak ve gelişmiş ülkelerin seviyesine çıkmak için çok çalışıp gerekli adımları atmaya ihtiyaç vardır. Hızla yay gınlaşan işitme sorununa önleyici tedbirler konusunda veya teknik konuda sektöre katkıda bulunabiliriz. Sadece bilgi tüketen değil, bilgiye katkı sunan bir ülke seviyesine gelebiliriz. Bilgi evrenseldir, tüm insanlığın ortak mirasıdır. Biz de sadece miras paylaşan değil, miras bırakan bir seviyeye gelmeliyiz. Yeni araş tırmalar yaparak, yeni araştırma merkezleri kurarak ve ilgili alanda uzmanlaşarak hem ken dimizi geliştirebilir, hem de sektöre katkı sunabiliriz. Bu noktada, araştırma merkezleri kurmak isteyenlere her zaman desteğimiz olduğunu beyan etmek isteriz.

Odyoloji görev ve tanımı

Odyoloji branşının ülkemizde gelişmesi ve gençlerimizin bu prestijli mesleğe ilgi göstere rek meslek sahibi olması sevindirici bir olaydır. Artık ülke mizde Odyoloji bilim dalı mev cut ve gelişmeye müsaittir diye gururlanabiliriz. Nicelik olarak hızla gelişen eğitim noktala rına karşılık, niteliğin tatminkâr bir seviyeye çıkması zamana yayılan bir gelişim gerektire cektir.

Odyoloji mesleğinin klinisyenlik üzerine kurulması sürecinin artık ömrünü tamamladığı açıktır. “Odyoloji uzmanı” ile “Odyolog” arasındaki farkların belirlenmesine yönelik görev tanımları ve sorumlulukları yeniden tanımlanmalıdır.

“Odyoloji uzmanı” klinisyen lik mesleğine uygundur, bilimsel araştırmalarını yapabilir ve kliniklerde tanı koymaya devam edebilir. Ancak 4 yıllık Od yoloji eğitiminden sonra meslek hayatını sürdüren bir odyo logtan daha fazlası beklenir. Bu beklenti, tanı koymakla bera ber çözüm planının da sunul masıdır. Uygulama, terapi ve yönlendirme beklenir. Son üç yılda mezun olan odyologlar eksik ve yetersiz eğitim müfredatından kaynaklanan sorun lardan dolayı mağdurdur. Eğitim müfredatının gözden geçirilmesi, tanı koymak yerine çö züm odaklı bir stratejik yapılan dırmaya gidilmesi ve piyasanın ihtiyaçlarının gözetilmesi gerek mektedir.

Özel sektör, iş olanağının en fazla olduğu alandır. Çünkü özel sektör sürekli gelişiyor ve yenileniyor. Odyologlar bu alanda bir merkezde çalışabildiği gibi, iş sahibi de olabilir. Eğitimde  verilen daraltılmış kısıtlı bilgi ve sunulan vizyon gerçek yaşamdan çok geridir. Bir bölüm baş kanı bana, “Ben öğrencilerimi kalıp atölyesine sokamam” demişti. Zaten sorun da bu an layıştan kaynaklanıyor. Eğer ka lıp atölyesine girmek ve orada uygulama yapmak mesleğinin bir parçası ise, oraya mutlaka gitmek ve kalıp hazırlamakla il gili detayları yine orada öğren mek zorundadır. Eczacı eğitim alır, laboratuvara girer ve çalışır; gelecekte de ilaçları hazırlar. Diş hekimi teori eğitimi alır, bu nunla beraber freze kullanır ve dişi işler. Optisyenler teori eği timi alır, gözlüğün ölçüsünü alır ve uygulamasını yapar. Ama Odyolog sadece dört tanı ci hazı kullanabilir ve rapor zenleyebilir gibi bir düşün ceyle konuya yaklaşırsak odyolojiyi ve duyma akusti ğini anlamamış oluruz.

Odyoloji mesleğinde çalışanla rın, Odyoloji ve duyma akustik bilimi ile işitme sanayii tarafın dan sunulan marketing bilgile rini karıştırmaması lazım. İşit me sanayiinin sektöre çok büyük katkılar sunduğu açıktır. Ancak işitme sanayiinin ticari kuruluşlar olduğu unutulma malıdır. Bilim ile ticaretin ara sında ince çizgilerin oluşması gerekir. Odyolojiyi oluşturan bilginin temeli, işitme sanayii nin üretmiş olduğu marketing bilgileri olmamalıdır. Buna özenle dikkat edilmesi gerekir. İşitme sanayii ile araştırma merkezleri beraber çalışmak zorundadır. Ancak kimlik kar maşası olmamasına dikkat edilmelidir. Her grup kendi kimliğini muhafaza etmelidir. İşitme sanayii ticari kuruluşlar olduğundan, işin doğası gereği marketing bilgilerinde zaman zaman mübalağa olabilir ve kullanıcıların  ilgisini  çeken

cümleler kurulabilir. Araştırma merkezleri ve işitme merkezleri bu mübalağaya alet olmama    lıdır. Bilginin bağımsızlığı, gü venirliği ve saygınlığı muha faza edilmelidir.

İşitme merkezlerinin artması

İşitme merkezleri sayısının art ması doğal bir gelişmedir. Çünkü sektör gelişiyor, yenile niyor ve kimlik buluyor. Odyo loji ve duyma akustik bilgileri nin gelişmesiyle beraber sektör de büyümeye devam edecektir. Sektörün büyümesi; sektörün tanınmasıyla, doğru bilgileri nin insanlara hizmet verme siyle ve yaşamlarını kolaylaş tırmasıyla gerçekleşir. Bilinçli uygulayıcılar çoğaldıkça sektö rün büyümesine önemli katkılar sunacaklardır. Memnun olan kullanıcıların sayısı arttıkça, işitme sorunlu diğer ihtiyaç sa hibi kişilerin cihaz kullanmasını tavsiye edeceklerdir.

SGK sözleşmesi

SGK sözleşmesinin sektöre su nacağı katkılar olabilir. Sektö rün yeniden kimlik bulmasına sunacağı katkılar bu kapsam da dile getirilebilir. Ancak SGK tarafından sağlanan desteğin yetersiz olduğu açıktır. Çünkü işitme sektörü sadece rafta olan ürünü satmıyor. İşitme cihazıyla beraber, 5 yıllık ücretsiz hizmeti, 5 yıllık ücretsiz fittingi ve ücretsiz danışmanlığı sunu yor. İşitme merkezi, işitme uz manını çalıştırmakla yükümlü dür, uygulama prosedürüne uymak ve sağlık mesleki sorumluluğunu taşımak zorun dadır. Sağlık sigortası tarafından ödenen miktar ne işitme cihazının salt masrafı, ne de hizmetin karşılığı olabilir. Ödenen miktara sadece bir destek gözüyle bakılırsa konu anlaşı labilir. Aksi takdirde, hiçbir işitme merkezi SGK’nın öde miş olduğu miktar ile ne cihaz verebilir ne de işyerini yürüte bilir.

Yüksek teknoloji ve yüksek hiz met ürünü olan işitme cihazla rının uygulaması ancak ek ödeme alınarak devam edebilir. Umarım ileriki aşamada ülke mizin ekonomik durumu daha da iyiye gider ve daha yüksek miktar ödeme olanakları oluşur.

Sektörün organize olması

Sektör aktörlerinin beraber ha reket etmeleri organize olma ları sektörün gelişmesine önemli katkılar sunacaktır. İşitme sanayii ve işitme mer yarlamayı etkileyen faktörleri genellemek doğru olmayabilir; ancak uygulayıcılara ve uygulama yapılan ortamlara göre farklı faktörler farklı seviyelerde uyarlamaya etki edebiliyor. Genel itibariyle uygulamayı etkileyen önemli bazı faktörler aşağıda sıralanmıştır. Uyarlamayı etkileyen faktör veya faktörlerin bulunması du rumunda, etkiyi yok etmek veya azaltmak mümkündür. Uyarla mayı etkileyen faktörlerin etkisinin azaltılması durumunda, modern, akıllı işitme cihazlarıyla mükemmel uyarlama yapmak mümkündür. İşitme sanayii ve işitme merkezleri   ülkemizin şartlarını göz önünde bulundurarak organize olabilir ve iyi hizmet anlayışını yaygınlaştırabilirler. Sektörün düzgün karakter kazanması, üretkenliği elde etmesi güve nilir sektör haline gelmesinin tüm alanlara faydası vardır. Temsil kabiliyeti yüksek, ken dini ifade edebilen, haklarını arayabilen aktif kuruluşların varlığı sektöre hem prestij kazandıracak hem de gelişmesine katkı sunacaktır.

1. Sinyal çalışma sistemi

Tercih edilen veya kullanılan sinyal işleme sistemi uyarlamayı etkiler. Cihazın teknik donanımı, gerekli parametreler, ihtiyaca cevap verecek yetenekte ve düzeyde olması veya olmaması uyarlamayı etkiler. Her şey doğru olsa dahi seçilen işleme sistemi uyarlamayı başarısız ya da eksik konuma getirebilir.

2. Odyoloji

İşitme testinin yanlışlığı, testin herhangi bir frekansta sapma göstermesi, uyarlamanın doğru yapılmasının önündeki en büyük engeldir ve uyarlamayı doğrudan etkiler. Sektörde yapılan belki en büyük hatalardan biri de işitme testlerini tekrar etme den, işitme cihazı uyarlamasının değiştirilmeye çalışılmasıdır. Bu ise uyum sürecini uzatır. Çünkü işitme testini etkileyen çok önemli faktörler bulunmak tadır, bu faktörleri yok etmeden doğru bir işitme testinden ve uyarlamadan söz etmek doğru değildir.

Odyoloji açısından işitme testini etkileyen önemli faktörler aşağıda sıralan mıştır:

“Duyma Kaybı Handikapı”

  1. Odyometrik bilgilerin subjektif olması

Kişiye bağlıdır ve kişinin belirlediği sınırlar, eşik seviyesini tespit etmektedir, değerin güvenilirliği kişiye bağlıdır. Kişinin doğru bilgi vermesi önemlidir. Bu veriler duyma dünyasını şekillendiren değerlerdir. Aynı zamanda  doğruluk  yüzdelik  tespiti farklı faktörlere bağlıdır.

  • Kişinin duyma yeteneği

Herkes doğru cevap verecek seviyede ve yetenekte olmayabilir. Kişinin bulunduğu dönem, psikolojik durumu, ses hassa siyeti, kendini ifade etme, reaksiyon süresi gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.

  • Çevre faktörleri

Çevre sesleri kişiyi yanıltabilir ve farklı yönlendirebilir. İşitme testi yapılırken ortamın sakin olması, test yapılmaya uygun olması, ani yüksek ses etkisine karşı korumalı olması şarttır.

  • Sağlık durumu

Kişinin sağlık durumu, yorgun luk, psikolojik sorunlar eşik se viyesinin belirlenmesinde önemli rol alır. Örneğin, dikkati engel leyen acılar, antibiyotik veya farklı ilaçlar ses seviyesinin yan lış ölçülmesine neden olabilir. Konsantrasyon bozukluğunun olması testin yanlış yapılması için yeterli bir nedendir.

  • Ölçüm cihazı

Kalibre edilmemiş odyometre cihazı ve kulaklık, ses izolas yonu tam olmayan ve yerleşti rilmeyen kulaklık, düşük ve yüksek frekanslara dikkat edil meyen ölçümler işitme testini direkt olarak etkiler.

  • Ölçüm mekanı

Ölçüm kabininin izolasyon şekli ve ortamı testi etkiler. Eğer işitme testi klasik küçük ka binde yapılmış ise kabin korkusu, nefes darlığı varsa daralma korkusu, karanlık korkusu varsa sıkılma durumu, kişiyi ka binden erken çıkmaya itebilir ve rastgele verilen cevaplar yanıl tıcı sonuçlara götürebilir. Ölçüm mekanının kişi üzerinde direkt etkisi bulunmaktadır. Sorun sadece kabini iyi izole etmek de ğildir, bunun ötesinde kişinin en rahat cevap verebileceği bir or tamda sıkılmadan ve korkma dan doğru cevap vermesidir. MR (Manyetik Rezonans) maki nesinde sıkılan bir kişinin kabin içinde sıkılması doğaldır; çünkü ebatları yaklaşık aynıdır, MR makinesinde çok rahat MR çe kildiğini kimse duymamıştır. İşitme cihazı uyarlaması için ya pılan işitme testleri mutlaka minimum 9m2’den büyük oda larda yapılmalıdır. MR’a benze yen ibreti alem kabinlerin kalkması kullanıcılara yapılacak en büyük iyiliktir.

  • Verilerin doğruluk oranı

Her frekansın ayrı görevi, so rumluluğu ve yüklendiği misyonu vardır. Yakın frekansların doğruluğu yeterli değil, her frekans kendi içinde doğru olmalıdır.Örneğin: “S” harfi 3500 4000 Hz’de bulunmaktadır.

Odyometre testi yapıldığında bu frekans hiç ölçülmez veya doğru ölçülmezse, uyarlama programı “S” harfini üretebilir mi? Üretmek istenilen harfin mekanında önce istenilen harfi aramak gerekir. “S” harfinin ye rine “T” harfinin ince frekans mekanı güçlendirildiğinde bu frekanstan ancak “T” harfi çı kar, asla “S” harfi çıkmaz. Uyar lamanın temeli odyometre verilerdir, bu veriler doğru olma dıkça uyarlama asla doğru olamaz. Bir kullanıcı cihazından memnun değilse ve geri geldi ğinde algılamadan ve seslerden şikayet ediyorsa cihaza sarılma dan önce odyometre verilerini doğrulamak ve gerektiğinde ye nilemek gerekir. Kişiden doğru veriler alınana kadar testler tek rar edilmeli veya başka testlerle desteklenmelidir.

  • Duyma ile hissetme seviyesi farklı olabilir

Her insanın hissetme seviyesiyle duyma seviyesi farklıdır. Bu sistem işitme seviyesi değişti ğinde de devam eder. Odyo metre testi yapılırken tecrübeli olmayan uygulayıcılar bu veri leri duyma seviyesi olarak be lirleyebilirler.

Elde edilen bu veriler, uygulama değeri olarak kullanılmaktadır. İşitme cihazı uyarlamasında gerçek işitme seviyesi yerine hissetme seviyesinin kullanıl ması önemli hatalara ve sorun lara neden olabilir. Bilateral be lirgin işitme kaybına sahip kişilerde bu hata olasılığı yük sektir. Sunulan sınama sinyali duyulmadan önce vibrasyon olarak algılanabilir. Hissetme değerleri genelde 500 Hz fre kansına kadar ortaya çıkar. 1000 Hz ve sonrasında bunun riski düşüktür. Tipik kemik ho parlörü ile 250 Hz’te 3040 dB,

500 Hz’te 4060 dB, havayolu kulaklığında ise 250 Hz’te 80, 100 dB ve 500 Hz’te 100 dB’de ortaya çıkabilir.

  • İşitme cihazı teknolojisi

İşitme kaybını telafi edebilecek ve istenen frekanslarda uyarlama yapabilecek seviyede yetenekli teknolojiye ihtiyaç vardır. İşitme kayıplının ses ihtiyacını karşılamayan ve psikolojiksos yolojik olarak desteklemeyen bir teknolojinin işitme kayıplıyı mutlu etmesi mümkün değildir. İşitme cihazı, işitme kaybına ve beklentilere cevap verebilecek ayrıca performans sunabilecek düzeyde olmalıdır.

  • Kişi psikolojisi

İşitme testi, test yapılan kişiye bağlıdır. Kişinin psikolojisi ki şisel yeteneği yapılan testlere doğru cevap verebilecek dü zeyde olmalıdır. Yeteri derecede kendini ifade edemeyen ve ka tılım sağlayamayan, koopere olamayan zayıf yeteneğe sahip kişilerin vermiş olduğu verilerin kullanım değeri olarak kabul edilmesi, çok ciddi hatalara ne den olabilir. Katılım sağlama yan kişiler, testleri yanlış yöne çeker ve hedef değiştirebilirler.

5- İşitme kaybı türü ve miktarı

Her kişinin ayrı bir iletişim ve algılama sistemi bulunmaktadır. Bu sistem tam anlamıyla incelenemeyecek kadar fazla detaylarla doludur. Kulak fizyo loji bilimi hala teorilerden iba rettir. Ses iletim hattında keşfedilmeyi bekleyen onlarca gizli mekanizma bulunmaktadır. Bu mekanizmaların keşfi için za man üstü programlara, algorit malara ve teknik açıdan üstün işleyiş sistemine sahip tekno lojilere ihtiyaç vardır. Bu açıdan bakıldığında, işitme cihazı per formansını düşüren iki faktör bulunmaktadır.

– Kayıp türü: İşitme mekaniz masının bozulması durumun da, bozulan mekanizmanın al ternatifinin olmayışı sorunun çözümünde başarı oranını dü şük seviyede bırakmaktadır. SN (Sensörinöral) işitme kaybına sahip kişi, mikst tipi işitme kay bına sahip kişiden, mikst tipi işitme kaybına sahip kişi, iletim tipi işitme kaybına sahip kişi den daha düşük seviyede anla maktadır. İşitme kaybındaki bu yapı, işitme cihazı takıldıktan sonra da devam eder. Diğer bir tanımla, iletim tipi işitme kay bına sahip kişi, mikst tipi işitme kaybına sahip kişiden, mikst tipi işitme kaybına sahip kişi, SN tip olan kişiden daha rahat anlamaktadır. İletim tipine sa hip kişi işitme cihazı kullandı ğında, SN tip işitme kaybına sahip olan kişiden daha rahat algılamaktadır.

– Kayıp miktarı: İşleyişi bozulan mekanizmanın, yüzdelik ora nına göre işleyişte performans düşüşü yaşanır. Kayıp arttıkça performans azalır. Çünkü kayıp arttıkça sinir hücrelerinin zede lenme oranı artmakta olup gö revini yerine getiremediğinden yeterli performans sunama maktadır.

6-Çevre

D

Kullanıcının çevresi destek ver diğinde daha hızlı adapte olur. Çevre baskısından cihaz kullanmayan çok önemli bir kitle bulunmaktadır. Çevre baskısı azal dıkça veya kullanım teşviki arttıkça cihaza adaptasyon sü reci kısalır ve cihazdan alınan randıman artar. Duyma kültürü gelişmeyen toplumlarda uyum süreci geç olabilir. Yaşam kül türü geliştikçe yaşamdan beklentiler de artar, hayattan ala caklar da çoğalır. Geri kalmış ülkelerde İC (İşitme Cihazı) kul lanımının düşük olmasının tek sebebi maddi sorun değildir. En büyük sorun kullanım kültürü nün eksikliği, sağlığa verilen değerin azlığı, sosyo psikolojik baskının yüksek olmasıdır. Kullanıcılar çevreden dışlanırız korkusuyla, duyma sorunuyla beraber yaşamayı tercih eder ler. Yaşam kalitesi arttıkça ya şamdan daha fazla keyif almak için tüm duyu organlarının ola naklarını sonuna kadar kulla nırlar. Refah düzeyi yüksek olan ülkelere bakıldığında ihtiyaçtan fazla İC kullanan ülkeler bile vardır. İC kullanımı normal karşılandığında, kullanıcı ciha zını saklama ihtiyacı duymaz ve cihazına erken alışır. İC kullanımını yaşamın  bir  parçası olarak görür. Geri kalan ülkelerde İC kullanımı kullanıcıya dışlanma korkusu yaşatırken, gelişmiş ül kelerde İC kullanmadığında dışlanma endişesi yaşatmaktadır. Gelişmiş ülkelerde toplum İC kullanımını teşvik ederken, geri kalmış ülkelerde ise engel olmaktadır.

7-Uyarlama bilgisi

Uygulayıcı uyarlama bilgisinin temelini oluşturan odyoloji, akustik, teknik bilgiye sahip ol malıdır. Uygulayıcı eğer tecrübe, psikolojik beceri ve donanıma sahip değilse uyarlamayı olum suz yönde etkiler. Çağımızda ye terince iyi işitme cihazı üreten firmalar bulunmaktadır. Üretici ler her yıl yenilik için milyonlarca dolar harcama yaparlar ve yeni donanıma sahip, dudak uçukla tan teknolojiler geliştirirler.

Ancak bu teknolojileri uyarlaya cak eğitimli eleman her ülkede bulunmamaktadır. Eğitimli uy gulayıcılar donanımlı cihazları uyarladıklarında, kullanıcılar en üst seviyede memnun olurlar, pazar gelişir, istihdam oluşur.

Uyarlama bir sistemdir, bu sistemin içinde duyma akustiği, genel akustik, odyoloji, tıbbî bilgi, elektronik, kalıp, fizik, psikoloji, duyma pedagojisi, program mantığı gibi temel bilgilere ihtiyaç vardır.

Uyarlama bilgisine sahip olma yan ülkelerde en iyi cihazlar sa tılsa bile kullanımı çok sınırlı ola caktır. Yanlış veya yetersiz bilgi uyarlama kalitesini düşürür.

         8-Uygun cihaz seçimi

İşitme kaybına ve kişinin ihti yacına göre verilmeyen cihazlar uyarlama sürecini ve uyarlama kalitesini önemli derecede etki lemektedir. Modern işitme tek nolojisi kullanıcıların ihtiyaçla rını karşılayacak düzeydedir. İşitme cihazı uyarlaması bir sis temdir, işitme cihazı ise onun bir parçasıdır. Memnuniyetsiz liklerin çoğu uygulayıcıların yap tıkları hatalardan kaynaklan maktadır.

         9-Uyarlama mekanı

Uyarlama odası ile test odasının farklı olması büyük avantajdır. Test odasının yankısı düşük, izo leli olması gerekirken, uyarlama odası için bu her zaman uygun olmayabilir. Çünkü, kişi İC’yi ka binde değil, dışarıda, içeride, iş ortamında, sinemada, sokakta, eğlence merkezlerinde, sosyal aktivitelerin olduğu heryerde kullanmaktadır. Her ortama uyumlu programların yapılması ve kullanıcıya test edilmesi şart tır. Kullanıcının dışarıda şok ya şamaması için uyarlama oda sında farklı mekanları görsel videolarla destekleyerek yaşat mak kullanıcıya büyük yarar sağlayacaktır. Multimedya gele ceğin uyarlama sistemidir. İşit me merkezlerinin gelecekte daha büyük alanlara ihtiyaç du yacağı açıktır.

İzolasyonlu test odalarında ya pılan uyarlamalar, dışarıda ve gürültülü ortamlarda memnuni yetsizlikle sonuçlanabilir. Mekan sıkıntısı varsa TV, radyo sesle rinden istifade edilebilir ve oda kapısı açık bırakılmalıdır.

10-Kulak Kalıbı

    Otoakustik ayar

(OtoplastikAkustik)

Cihaza takılan her ekleme, cihazın akustik yapısını değiştirir. Kalıbın uzunluğu kısalığı, yapılış şekli, kalıp malzemesi, hortum genişliğidarlığı, malzemesi, ventilasyonun açılıp açılamaması, ventilasyonun geniş liği ve hangi alanda açıldığı gibi önemli değişikler cihazın uyarlaması üzerinde ciddi etki ederler. Hiçbir cihaz uyarlaması bunlardan etkilenmeden görevi yerine getirmez. Onun için belirlenen işitme cihazıyla beraber, kalıp çeşidinin de belirlenmesi  gerekmektedir. Kalıp olayı tamamen bireysel olup, kişiden kişiye değişmektedir ve uygulayıcının kabiliyetine kalmış bir olaydır. Düzgün kalıp seçenler ve uygulayanlar cihazı takıp uyarlamada büyük zaman kazanırlar. Sadece  işitme cihazının kaliteli olması ve düzgün uyar lanması yetmez; aynı zamanda cihazın bir parçası olan kalıbın da kaliteli olması ve düzgün uyarlanması gerekmektedir. Düzgün uyarlama sisteminin doğruluğu, cihazın tam olarak düzgün uyarlanmasına bağlıdır, sadece bir kısmının doğruluğu yeterli değildir.

Seçilen kalıp türünün ses üreti minin yanı sıra sağlık üzerinde ciddi etkisi vardır. Kalıp, sağlık alanında yaptığı etkiden dolayı cihaz kullanımında olumlu veya olumsuz yönde rol oynar. Örne ğin, sert kalıp cam esaslı oldu ğundan bakteri barındırmaz, vent  açıldığında kullanımı gayet konforlu ve   sağlıklıdır. Ülkemizde  en çok satılan biopar kalıp ise, ısıyı depolar, bakteri barındırır ve biopar kalıpta vent açılamadığından kulakta oluşan nemden apse yapma ihtimali yüksektir. Bazıları bioparda vent açıldığını ifade ederler, ventilas yonun görev yapabilmesi için duvarların dirençli olması gere kir. Bioparda veya yumuşak ka lıplarda duvarlarda direnç olma dığından, kulağa takıldıktan sonra bu ventin etkisiz kaldığı ve açılan kanalın bir yarar sağ lamadığı açıktır. Bakterilerin üremesi için 3 ortam vardır:

Karanlık

Nem

Sıcaklık

Kulak kapandığında bu 3 ortam da hazır olmuş olur. Bu ortam ların oluşmasına fırsat verilme melidir. Ayrıca kapalı kulak:

Kulakta oklüsyon (boğukluk ve kapanma hissi) oluşturur ve cihazın akustik yapısını değiş tirir.

Kişi sesini yabancı bulur.

Yön konusunda zorluk çeker.

Amacım yumuşak ve biopar ka lıpların tamamen kaldırılmasını önermek değil, yalnız ihtiyaç ha linde kullanılmasını tavsiye et mektir. Örneğin, bebek, çocuk ve yaşlılarda kullanılması bazen zaruret haline gelebilir.

Kalıp, işitme cihazının ve uyar lamanın bir parçasıdır ve kulla nıcının işitme cihazına alışma sında etkisi oldukça yüksektir.


tarafından sağlanan desteğin yetersiz olduğu açıktır. Çünkü işitme sektörü sadece rafta olan ürünü satmıyor. İşitme ci hazıyla beraber, 5 yıllık ücretsiz hizmeti, 5 yıllık ücretsiz fittingi ve ücretsiz danışmanlığı sunu yor. İşitme merkezi, işitme uz manını çalıştırmakla yükümlü dür, uygulama prosedürüne uymak ve sağlık mesleki so rumluluğunu taşımak zorun dadır. Sağlık sigortası tarafın dan ödenen miktar ne işitme cihazının salt masrafı, ne de hizmetin karşılığı olabilir. Öde nen miktara sadece bir destek gözüyle bakılırsa konu anlaşı labilir. Aksi takdirde, hiçbir işitme merkezi SGK’nın öde miş olduğu miktar ile ne cihaz verebilir ne de işyerini yürüte bilir.

Yüksek teknoloji ve yüksek hiz met ürünü olan işitme cihazla rının uygulaması ancak ek ödeme alınarak devam edebilir. Umarım ileriki aşamada ülke mizin ekonomik durumu daha da iyiye gider ve daha yüksek miktar ödeme olanakları oluşur.

Sektörün organize olması

Sektör aktörlerinin beraber ha reket etmeleri organize olma ları sektörün gelişmesine önemli katkılar sunacaktır. İşitme sanayii ve işitme mer kezleri ülkemizin şartlarını göz önünde bulundurarak organize olabilir ve iyi hizmet anlayışını yaygınlaştırabilirler. Sektörün düzgün karakter kazanması, üretkenliği elde etmesi güve nilir sektör haline gelmesinin tüm alanlara faydası vardır. Temsil kabiliyeti yüksek, ken dini ifade edebilen, haklarını arayabilen aktif kuruluşların varlığı sektöre hem prestij ka zandıracak hem de gelişme sine katkı sunacaktır.