Teknoloji Yeteneği

Mehmet Emin AĞAÇ

Teknoloji insan ilişkisi giderek artıyor, arkadaşlık ve dostluk seviyesine kadar yükseldi. Rahatlık, sohbet ve eğlence aracı olarak kullanılmaya başlandı. Teknoloji artık, insanlara alternatif eğlence aracı ve zaman geçirme araçlarının da yerini almaya başladı. Dostlarını arayanların sayısı azaldı, sohbetler sı- nırlandı ve ilişkiler zayıfladı. İnsanlara bağımlılık azaldı. Bireysel özgürlük artınca toplumsal ilişkiler de zayıfladı. Bu gelişmelere bakıp diyebiliriz ki, insanlar teknolojiyi mutluluğunu artırıcı bir araç olarak gördüğü sürece hiçbir sorun olmaz.

İnsan yerine çalışabilen ağır iş makineleri, sağlığa katkı sunan cihazlar, hareket etmeye yardımcı araçlar, bilgi edinmeyi kolaylaştıran programlar, mutluluğu maksimize etmeyi amaçlayan ürünler, sağlıklı bir yaşam sunabilen teknolojiler insanoğlunun geliştirip hâkim olduğu en önemli kazanımlardır. Telekomünikasyon araçları, ev gereçleri, nakliye makineleri insan hayatında devrimler gerçekleştirdi. İnternet, başlı başına bilimsel bir devrimdir, bilgiye ulaşmayı ve paylaşmayı kolaylaştırdı. Artık her evde ve her cepte kocaman kütüphaneler var. Dünyanın kütüphaneleri, araştırmaları kapılarını sonuna kadar açmış, okurları bekliyor. Sadece 100 yıl öncesine bakarsak tarihi seyir içinde beşeri bütün alanların nasıl köklü bir değişiklik gösterdiğini fark edebiliriz. UNESCO tarihi mirasına giren tarihi eserler, internet buluşuyla karşılaştırıldığında ne değer ifade eder bilinmez, fakat çok yakın zamanda yapay zekâya dayalı daha gelişmiş ve akıllı cihazların çıkması, yapay zekânın gelişim sürecinde yeni bir evreyi başlatacaktır. Şimdiye kadarki gelişmeler takdir edilen ve batının tabiriyle şapka çıkartılması gereken gelişmelerdir.

Bundan sonraki süreçte teknoloji kime hizmet edecek: İnsanlara mı, teknolojinin bizzat kendisine mi? Günün birinde robotik hastaneler kurulup insanlar sadece robotlara hizmet sunan bireyler olduğunda ne olacak? KBB hekiminin yerine KBB robotu muayene ederse ne olacak?

Rekabet nasıl gelişecek? KBB hekimlerinin, robot masrafını çıkaracak kadar muayene ettikleri varsa- yılsa bile, eğitimi ne olacak? Robotik sistemin kendisi bilimi yok edebilir mi?

Aynı konu işitme merkezlerinde çalışan Odyologlar için geçerli olabilir. Düşünün: Bir işitme merkezine gidiyorsunuz; sadece robotlar çalışıyor, işitme testini yapıyor, cihaz seçiyor ve uyarlıyor, sonra bir gülücükle kullanıcısını yolcu ediyor. Evet, bunun gibi birçok meslek düşünebilirsiniz. Robotik KBB hastanesi, robotik işitme merkezi hizmet veriyor; robotlar patron, insanlar ise sadece hizmetçi olarak çalışıyor.

Bunlar birer fantezi değil, aklımdan geçen projeksiyonlar, geleceğin beklentileridir. En azından benim düşündüğüm şeylerdir, hem de gelecek 30 yıl içinde gerçekleşeceğini öngördüğüm fikirler…

Günün birinde insan ve robot mahkemeleri kurulacak mı bilinmez, ama aralarında sorunların oluşacağı büyük ihtimaldir. Eğer zamanında hukuk ile insanların meslek güvencesi sağlanmazsa, ciddi sorunların meydana geleceği ve kargaşaya neden olacağı açık olarak görünmektedir.

Biz hâlâ teknolojiyi seviyoruz, koruyoruz, sohbet aracı olarak kullanıyoruz. Teknolojik cihazlarla bir arkadaşımızdan daha fazla haşır neşir oluyor ve daha fazla zaman geçiriyoruz. Belki günün birinde elektronik gıdalar da çıkacaktır, midemiz hazmedip molekülerini parçalayacak mı, bilinmez… Bildiğimiz tek şey, teknoloji insanlara hizmet ettiği sürece artı puan alacak ve insanlar tarafından korunacak ve geliştirilecektir. Bazı insanlar yapay zekâyı hâlâ bir fantezi olarak görebilir, fakat bundan o kadar emin olmamak gerekir çünkü bilimin hangi sonuçları doğuracağını şimdiden kestir- mek güçtür. Bir nükleer bomba, atom bombası, bakteriler, virüsler… Bu saydıklarım olmasaydı insanlar daha huzurlu olurdu, bilim de daha saygın olurdu. Onun için bilimin üreteceği yapay zekâ, bunlarda daha tehlikeli silahlar veya silaha dönüştürebilecek mekanizmalar, virüs yayacak makineler, cep telefonları ortaya çıkarabilir. Çünkü günümüz dünyasında geliştirilen bilim etikten yoksundur, vicdandan yoksundur. Hukukun avukatları var, bilimi savunurlar; vicdanın avukatları yoktur ve sürekli mahkûm kalır.

Robotlar bir gün bizi kovacak mı vatanımızdan???

Robot dediğimiz mekanizma, kapitalizmin gelecekteki ucuz işçileridir. Onlar aslında, kapitalizmin insana karşı verdiği savaşın bir simgesidir.

Bu makaleyi yazarken birçok konuyu gözden geçirdim ve daha az ilgili olduğunu düşündüklerimi içinden çıkardım; çünkü nihayetinde bu makale robotlara mı hizmet edecek, insanların uyanışına mı, bilinmez… Şunu demek istiyorum: Biz insanları uyandırmaya çalışırken, kapitalizm daha erken uyanıp harekete geçebilir. Bir sabah kalktığımızda, dünyanın farklı ülkelerinde robotları koruyan anayasalar çıkarsa hiç şaşırmayalım. Bu yüzden, insanları teknolojiden koruyan kanunlar çıkmadan ve insan nesli koruma altına alınmadan insan nesli ve geleceği daima tehdit altında kalacaktır. Araştırmalara etik değerler katılmış olsaydı, bugün dünyayı tehdit eden atom bombaları ve nükleer silahlar da var olmayacaktı.

Gelecekte dünyada nükleer silahlardan daha tehlikeli ürünler üretilebilir. Bu ürünler üçbeş kendini bil- mezin eline geçerse ne olur?!

 Sorun da zaten burada; dünyanın döner sermayesini yönetenler, güç elde etmek için tüm araçları kullanırlar. Biz duyu organımızla uğraşırken ve onu korumaya çalışırken, tüm bedenimiz ve ruhumuz da tehdit altında kalmış olabilir.