Pediatrik Olgularda İşitmenin Değerlendirilmesi ve İşitme Cihazı Uygulamasının Önemi

Pediatrik grubun odyolojik değerlendirmesinde objektif testlerin önemli bir yeri vardır. Ancak bir testin objektif olması, doğru tanıya  götürecek anlamına gelmez.

İşitme, sağlam bir işitme sistemine sahip olan bireylerde kulak tarafından algılanan sesin beyindeki işitme merkezine iletilme sürecidir. Böylece normal işiten bir bebeğin, sesleri dinlemesi, objelerle bağdaştırması, kodlaması ve kavram geliştirmesi neticesinde kelimeler üreterek   konuşmaya   başlaması mümkün olur.

Çocukların dil edinim dönemi olan 0-3 yaş döneminde, sesli uyaranın beyne iletilmesinde meydana gelen bir aksaklık, konuşma ve dil becerisinin normal gelişmemesine neden olur. Doğumla başlayan süreçte işitme kaybının olumsuz etkileri, bebek büyüdükçe artar. Dil ve kavram gelişiminin engellenmesi ileri yıllarda sosyal, akademik, psikolojik ve mesleki yaşamı olumsuz etkiler.

İşitme kaybına neden olan patolojiye göre konuşma gelişimi de farklı derecelerde etkilenir. Hafif derece işitme kayıpları konuşmanın öğrenildiği kritik dönemde gözden kaçırılırsa konuşma bozukluğuna neden olabilir. İleri veya çok ileri işitme kayıplarının geç fark edilmesi, buna bağlı olarak işitme cihazlı/koklear implantlı rehabilitasyonun gecikmesi çocuğun gelişiminde pek çok alanda yaşıtlarından geri kalmasına neden olmaktadır.

İşitme kaybının tıbbi tedavisinin yapılamayacağı durumlarda, işitme cihazlı rehabilitasyon önerilebilir. Ancak, konuşmanın öğrenildiği kritik zaman diliminde orta kulak enfeksiyonlarının uzun süren tedavi sürecinde geçici olarak işitme cihazlı rehabilitasyon gündeme gelebilir.

İşitme kaybının derecesi ne olursa olsun bebeğin/çocuğun her iki kulağına da işitme cihazı önerilmelidir. İşitme cihazı ile yeterli işitmenin sağlanamadığı ileri veya çok ileri derece işitme kaybı olan çocuklara, ülkemizde SUT kriterlerine göre cerrahi yöntemle en erken bir yaşında koklear implant takılır. Mümkün olduğunca erken dönemde işitme cihazı kullanan, bir yaşında koklear implantasyon yapılan ve düzenli eğitim alan çocukların dil gelişimi, okuma, yazma becerileri ve akademik başarıları normal işiten yaşıtlarıyla aynı veya yakın gelişim göstermektedir.

Ülkemizde başarılı bir şekilde gerçekleştirilen Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı; işitme kaybının tanı yaşının, işitme cihazı kullanma yaşının ve koklear implantasyon yaşının düşmesine neden olmuştur. Pediatrik hastalarda işitme kaybı tipinin “koklear mı, iletim mi veya retrokoklear mı?” olduğuna odyolojik test bataryasındaki objektif ve subjektif testlerin uygulanması sonucu karar verilir.

Pediatrik grubun odyolojik değerlendirmesinde objektif testlerin önemli bir yeri vardır. Ancak bir testin objektif olması, doğru tanıya götürecek anlamına gelmez. Örneğin, uygun olmayan koşullarda gerçekleştirilen bir testin bulgusu normale yakın işiten bir bebeği işitme kayıplı, işitme kayıplı bir bebeği ise normal işiten bir bebek olarak değerlendirmemize neden olabilir. Bu nedenle, odyolojik test bataryası kullanılması ve testlerin doğru yorumlanması gerekir.

Öncelikle yaşamın ilk aylarında odyolojik değerlendirmenin çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Davranım testlerinin güvenilir olarak uygulanamadığı bu hasta grubunda, objektif test sonuçlarına göre işitme cihazı önerilmesi ve cihazın ayarlanması konusunda uzmanların son derece dikkatli olması gerekir. Objektif testler arasında yer alan işitsel uyarılmış beyin sapı potansiyel (İUBP) testi deneyimli kişiler tarafından yapıldığında işitme ile ilgili doğru bilgi verir. Frekansa özgü yanıtlar tonal İUBP kayıtları ile saptanmakta, kemik yolu İUBP testinin de gerçekleştirilmesi ile işitme kaybının tipi belirlenmektedir. Frekansa özgü bilgi uygun eğitim için gerekli olan işitme cihazı kararı ve ayarlaması için yarar sağlar. Ancak çocuğun yaşına göre düzeltme faktörü kullanılarak, eşleştirilmiş İUBP eşiklerinin  belirlenerek işitme cihazlarının ayarlanması gerekir. Düzeltme faktörüne göre eşiklerin hesaplanmaması özellikle alçak frekanslarda aşırı amplifikasyona neden olacak şekilde işitme cihazı ayarına neden olmakta, çocuğa zarar vermektedir.

Çok küçük çocuklarda dış kulak kanalının aylar içinde hızlı gelişmesi nedeniyle işitme cihazı ile birlikte kullanılan kulak kalıbının yetişkinlere göre daha sık değiştirilmesi ve cihaz ayarının tekrar yapılması gerekir.

Odyolojik test bataryası kullanılarak yapılan değerlendirme sonucunda şu soruların cevaplandırılması gerekmektedir:

  1. İki kulağın işitme seviyeleri nedir?
  2. İşitme normal değilse, kalıcı işitme kaybı var mı?
  3. Konuşmanın anlaşıldığı frekanslardaki işitme eşikleri nedir?
  4. Çok ileri derece işitme kaybı varsa, rezidüel işitme var mı?
  5. Testleriyanıtları tanıyı destekliyor mu?

Yukarıda belirtilen soruların yanıtlarını alabileceğimiz nitelikli bir odyolojik değerlendirme sonucu, işitme cihazı veya koklear implantlı rehabilitasyon programına alınan çocukların dil gelişiminde, anne ve babaya da çok önemli görevler düşmektedir. Aile, çocuğun düzenli cihaz kullanımını sağlamalı ve dil gelişimini arttırmak için eğitimi hayat biçimi haline getirmelidir. Çok küçük çocuklarda dış kulak kanalının aylar içinde hızlı gelişmesi nedeniyle işitme cihazı ile birlikte kullanılan kulak kalıbının yetişkinlere göre daha sık değiştirilmesi ve cihaz ayarının tekrar yapılması gerekir.

Çocuklarda işitme cihazlarının gerçek kulak ölçümü (REM) ile ayarlanması da göz ardı edilmemesi gereken önemli noktalardan biridir. İşitme cihazı ayarlamasında yetişkinlerde yaygın olarak kullanılmaya başlanan REM uygulaması çocuklar için de rutin uygulamada yer almalıdır. Bu sayede işitme cihazı kazancının aşırı arttırılması engellenmiş olacaktır.

Teknolojideki çok hızlı gelişim, işitme cihazları sektöründe de etkili olmuştur. Otomatik geçiş yapan mikrofonlar ile farklı ortamlarda işitme cihazları ile daha iyi anlama sağlanmaktadır. İşitme cihazı programlarından cihaz kullanım sürelerinin kontrol edilebilmesi sayesinde ailelerin çocuklarına cihazlarını düzenli kullandırıp, kullandırmadığı da kontrol edilmektir. Böylece, düzenli cihaz kullanmayan çocukların ebeveynleri “cihaz kullanımının önemi” konusunda tekrar bilgilendirilir.

Ülkemizde işitme kaybının erken tanısı ve işitme cihazlı rehabilitasyonun önemine ilişkin farkındalık gün geçtikçe artmaktadır. İşitme cihazı firmaları, kulak burun boğaz hekimleri, odyologlar, odyometristler, aileler ve eğitim kurumlarının yer aldığı ekip çalışması sonucu Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı amacına ulaşmış olacaktır