İşitme Cihazları Uygulaması

İşitme cihazı uygulaması psikolojik, teknik, algoritmik, akustik, Odyolojik, parametrik uygulamaların ve daha fazlasının  toplamıdır.

Yaşamı   kolaylaştıran teknolojiler bazen Hızı gibi yetişir, ümitleri canlandırır ve geleceğe yeni ufuklar açar. Bazen teknolojiler hayalleri besler, daha büyük beklentilerin oluşmasına yardımcı olur. Teknoloji ile insan  buluşması  çeşitli alanlarda gerçekleşebilir. Teknolojinin bir duyu organının  işlevine  yardımcı  olması bunlardan biridir ve buluşmanın psikoakustik yönden  değerlendirilip  beğenilmesi önemli bir adımdır.

Şükürler olsun ki, yüksek akustik teknolojisi işitme ve anlamaya yardımcı olabilecek yetenektedir. Bugün geldiğimiz noktada artık, işitme sorunlu bireyler bu teknolojiye güvenebiliyorlar ve iletişim aracı olarak kullanabiliyorlar. Duymakustik teknolojisinin uygulaması konusunda, sektörde ciddi bir eğitim birikimi ve teknolojik altyapı oluştu. Binlerce araştırma ve istatistik yapıldı. Başarılı yapılan uygulamalar yüksek memnuniyet sonucunu verse de, sistemin uygulamasında yapılacak hatalar sonucu negatife çevirebilir.

Yapılan tüm araştırmaların ortak noktası, uygulamanın karmaşık ve hata yapma ihtimalinin yüksek olması meselesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Uygulama elemanlarının farklılığı, insan faktörü, teknik işletim sistemi ve Odyolojik bilgiler gibi konuların hepsi, başarılı uygulama konusunda etkendir. Buna ek olarak uygulama formülleri, İngilizce hazırlanan ve tüm sektörde uygulanan algoritmalar uygulayıcıyı bazı durumlarda etkisiz bırakabilir. İşitme hattının karmaşık olması, uyarlanan teknolojinin hata barındırma ihtimali ve uygulayıcının bilgi siyesi, sistemin kurulması üzerinde önemli faktörlerdir.

Unutmamalıyız ki: Genel uyarlama yoktur, kişisel ihtiyaçlar vardır. İyi teknolojiden önce, sorunların anlaşılması ve teknik ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekir.

Uygulama konusunu farklı bölümler altında incelersek konunun daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Bu bölümler kendi başına bir bilim olarak anlam ifade ederler, ancak uygulamada bireysel dal olarak bir anlam ifade edemezler. Onun için bölümleri, kısa ve öz olarak, uygulamaya ışık tutacak seviyede anlatmaya çalışacağım.

Psikolojik Uygulama:

Psikoloji kelimesinin içine bir çok alan sığdırabilirsiniz; ancak işitme cihazı uygulamasında kastedilen, sadece kişinin kendi durumunu kabullenmesi, beklentilerini sınırlandırmasının ötesinde teknolojinin kişiye kattığı artılar, yaşama kattığı kolaylıklardır. Psikolojik uygulamada kişi eğer kendini tanır, teknolojinin sınırlarını bilir ve uygulayıcının sağlayabileceği katkıyı öngörebilirse hem hayatını şekillendirebilir hem de geleceğe dair yeni yaşam tarzını ve standardını nispeten daha net bir şekilde ortaya koyabilir.

Psikolojik uygulama, kişinin sadece sorunlarıyla uğraşmaz, aynı zamanda sorunlarına çözüm arar. Psikolojik uygulamada uygulayıcı sorunu başka bir birime havale etmez, kendi birimi içinde çözüm arar. Uygulanan çözüme kullanıcı tarafından da onay istenir, çünkü kişi eğer uygulayıcısına güvenmezse teknolojik çözümlerden memnun kalması beklenemez. Teknolojik çözümlerin anlatılması ve tanıtılması sadece uygulama öncesi güveni sağlar ve kişiyi kabullenmeye hazırlar. Kullanıcıyı odyometri kabinine sokan heves, teknolojinin tanıtım gücü ve onun verdiği enerjidir. Ancak uygulama başladığında teknolojik tanıtım, uygulayıcının maharetine, bilgisine ve tecrübesine kalır. Burada, uzman eğer anlattığı teknolojinin faydalarını ispatlayamazsa kullanıcının parlak yüz rengi değişir; gülen hevesli çehre, asık ve mat bir simaya dönüşür. Psikolojik uygulamada sunulan ile

anlatılan eşit değilse hem teknoloji değer kaybeder hem de uygulayıcı saygınlığını yitirir. Bunun açık örnekleri her gün hemen hemen tüm işitme merkezlerinde yaşanmaktadır. Kişi hevesle içeri girer, ümitsizce mekânı terk edebilir. Bunun nedeni eksik, yanlış anlatım veya tezat bilgi ve uygulamadır.

Teknolojik çözümlerin anlatılması ve tanıtılması sadece uygulama öncesi güveni sağlar ve kişiyi kabullenmeye hazırlar. Kullanıcıyı odyometri kabinine sokan heves, teknolojinin tanıtım gücü ve onun verdiği enerjidir

Teknik Uygulama:

Tekniğin doğru okunması, algılanması ve yeterlilik sınırlarının çizilmesi uygulayıcının başarılı uygulamasına önemli katkılar sunacaktır. İşitme cihazının frekans tabanlı Elektroakustik  yeteneğini bilmeden, sinyallerin akış hızını ve parametrelerin bağlantısını çözmeden salt ezbere dayalı uygulamalar, ne yazık ki sadece zaman kaybına neden olur. Teknik uygulama, teknik bileşenlerin kabiliyetinden meydana gelir. Her bileşenin kendine özgü karakteri vardır ve bileşenlerin ortak çalış- ması ortak bir karakter oluşturur. Oluşturulan bu ortak karakteri her uygulayıcı bilmek durumundadır. İşte, teknolojinin en güzel yanı, bireysel/topluca ölçülebilir ve reprodukte olabilmesidir.

Algoritmik Uygulama:

Doğal işitme hattı mükemmel bir donanıma sahiptir. Hava ortamından başlayan yolculuğun sıvı ortamına geçişi, enerji dönüşümüne rağmen kaliteyi kaybetmemesi ve beyin tarafından yorumlanabilmesi mükemmel bir süreçtir. Teknolojik olarak eklediğimiz algoritmaların bu mucizevî organa yardımcı fizyolojik bir hat oluşturması ve beyin tarafından algılanabilmesi teknolojinin çok ileri seviyelere ulaştığını göstermektedir. Tabiî ki, sektör olarak çok önemli tecrübeler yaşadık ve halen yaşamaya devam ediyoruz. Onlarca araştırma enstitüsü ve araştırma grupları gün geçtikçe tecrübeye tecrübe katmaktadır. Fakat Lineer ve Nonlineer uygulamanın, tonal ve nontonal dil gruplarının, çeşitli araştırma gruplarının İngilizceye odaklanıp insanların konuşageldikleri dili ihmal et- meleri ve onları cansız algoritmalara mahkûm etmeleri teknolojinin dezavantajları arasındadır. Buna ek olarak, algoritmalar ruhsal sorunlardan, zevkten, endişeden ve mutluluktan anlamaz ve konuma göre kendini değiştiremez.

Algoritmik Uygulama:

Doğal işitme hattı mükemmel bir donanıma sahiptir. Hava ortamından başlayan yolculuğun sıvı ortamına geçişi, enerji dönüşümüne rağmen kaliteyi kaybetmemesi ve beyin tarafından yorumlanabilmesi mükemmel bir süreçtir. Teknolojik olarak eklediğimiz algoritmaların bu mucizevî organa yardımcı fizyolojik bir hat oluşturması ve beyin tarafından algılanabilmesi teknolojinin çok ileri seviyelere ulaştığını göstermektedir. Tabiî ki, sektör olarak çok önemli tecrübeler yaşadık ve halen yaşamaya devam ediyoruz. Onlarca araştırma enstitüsü ve araştırma grupları gün geçtikçe tecrübeye tecrübe katmaktadır. Fakat Lineer ve Nonlineer uygulamanın, tonal ve nontonal dil gruplarının, çeşitli araştırma gruplarının İngilizceye odaklanıp insanların konuşageldikleri dili ihmal et- meleri ve onları cansız algoritmalara mahkûm etmeleri teknolojinin dezavantajları arasındadır. Buna ek olarak, algoritmalar ruhsal sorunlardan, zevkten, endişeden ve mutluluktan anlamaz ve konuma göre kendini değiştiremez.

Yüksek sesten mustarip olan bir kullanıcı asabileştiğinde daha yumuşak bir sese ihtiyaç duysa da, algoritma her zaman önceden programlanan sinyali üretmeye devam edecektir. Bu sebeplerden dolayı algoritmaların yetenek sınırlarını ve becerisini her uygulayıcı bilmek durumundadır. İnsanlar ruh ve bedenden oluşur, yardımcı ürün olarak kullanılan işitme cihazları ise, sadece fiziksel sinyalleri işler ve gönderir. Her uygulayıcı, kullanıcının ses seviyesini, frekans tabanlı ses ihtiyacını, dinamik alanını ve UCL seviyesini her frekansta bilmek mecburiyetindedir. Aynı şekilde, kullanıcının dinamik alanını frekans tabanlı olarak daraltmaksızın MPO seviyesini uyarlamak durumundadır.

Akustik Uygulama:

Akustik verilerin işitme kaybına ve tekniğe doğru uyumlu olması gerekir. İşitme cihazı bileşenleri, yazılımı ve işitme cihazına takılan boynuz bir ses karakteri oluşturur. Buna ek olarak kullanılan hortum, hortumun cidar kalınlığı iç hacmi, kalıbın hammaddesi, kalıbın uzunluğu ve kalıbın içindeki hortum genişliği farklı karakterler oluşturur. Lineer uyarlama için uygulanan kalıp ve hortum, non-lineer için uygun olmayabilir. Kondüktif uygulama ile SNIK uygulamayı sadece fitting modülünde seçmek yetmez, bu tür ayarlamalar bireysel kaynak hastalık sorunlarına ve seviyelerine göre değişebilmelidir. Hâlâ birçok devlet hastanesi ve işitme merkezinde işitme cihazı uygulaması sadece HY eşik değerleriyle yapılmaktadır. Ancak şu gerçeği bilmek zorundayız: Bir uyarlamada eğer KY ve UCL değerleri ihmal edilmişse, bu işlem kulak üzerinde kumar oynamaktan başka bir anlam ifade etmeyecektir.

Odyolojik Uygulama:

Odyolojik verilerin doğru okunması ve doğru uygulanması sistemin temelini oluşturur. Odyoloji verilerinin ne anlam ifade ettiği konusu temel bir sorun olup uygulayıcı tarafından anlaşılması ciddi bir gerekliliktir.

Diyagnostik verilerin elde edilmesinde maskeleme şeklinin ve değerlerinin halen tartışılması anlaşılır bir durum değildir. Odyolojik verilerin doğruluğu ispatlanmadan işitme cihazı adaptasyonu yapmak sakıncalıdır. Çünkü odyolojik verilerin güvenirliği oluşmadan cihazın seçilmesi ve uygulanması  kişide  var  olan

işitme ve algılama yeteneğini önemli ölçüde zayıflatabilir; akustik travma, Rekruitment ve Tinnitus gibi önceden var olmayan sorunlara neden olabilir. Odyolojik veriler derken de, sadece masaya konulan test sonuçlarını kastetmiyorum: Önemli olan bunları doğru ve eksiksiz okuyabilmek, açıklayabilmek, nedenlerini kavrayabilmek ve sonuçlarını tahmin edebilmektir. Bizler Odyoakustik alanda uygulama yaparken tıbbî tedavinin durumu, işitme kaybının nedenleri, geniş anlamda etiyolojisi hakkında pek araştırma yapmayız ve bu bizim işimiz de değildir. Ancak bizler var olan sonuca göre hareket eder ve çözüm üretiriz. Çünkü tedavi bitmeden işitme cihazı uygulaması yapılamaz. Zorunlu haller dışında durum değerlendirmesi de yapılamaz. Bunların başında, operasyon olamama durumu, ek hastalık kaynakları, ilaç tedavisinin sorun oluşturması, yaş durumu, tedavinin reddedilmesi gibi konuları sayabiliriz.

Odyolojik testler, objektif veya sübjektif olsun, mutlaka ek testlerle desteklenerek teyidi alınmalı ve farklı periyotlar içinde tekrarlanmalıdır. Kısacası, odyoloji sadece bulgular üzerinde veya Klinisyenlik üzerinde yoğunlaşırsa adaptasyon eksik kalır ve elde edilen bulguların bir anlamı olmaz.

Psikoakustik uygulama sonuç olarak; müşterinin hem üreticiye hem uygulayıcıya ve hem de bir bütün olarak teknolojiye vermiş olduğu memnuniyet notunun toplamıdır

Psikoakustik Uygulama:

Psikoakustik teknolojinin gelişmesiyle beraber kullanılan modern bir terimdir. Konular detaylıca araştırılınca bu kavrama ihtiyaç duyduğumuza şahitlik ederiz. Burada şu tarz sorular akla gelir: Teknolojiyi nasıl ihtiyaçlarımızla barışık halde kullanabiliriz ve bize zarar vermeden, bizimle nasıl bütünleşebiliriz? Teknolojik uygulamalar neticesinde bünyeden nasıl dostluk teyidi alınabilir? Teknoloji bize nasıl hizmet edebilir? Bir organın zayıflaması durumunda yardımcı bir ürün, beyinle ne kadar koordineli çalışabilir ve bünyeden ne kadar onay alabilir? Bir organın yok olması durumunda teknoloji gerçekten alternatif bir organ üretebilir mi?

Tabiî ki duyu organı olan kulak ile ilgili baktığımızda, optimal uygulama ve profesyonel yaklaşımla işitme cihazları kişinin hayatını önemli ölçüde kolaylaştırabilir, kişiyi aktif tutabilir, zihinsel aktivitelerin normal seviyede sürdürülmesine destek olabilir. Koklea’nın önemli ölçüde hasar görmesinde ise Koklear İmpalant cihazları önemli bir performans sunabilir ve kişinin iletişim aktivitesini sürdürmesine katkı sağlayabilir. Her iki durumda da Psikoakustik teyitler tedavinin bir parçasıdır, çünkü duyma akustik teknolojisi işitme sorunlu bireylere iletişim kurabilecekleri yaşamı sunma amacıyla çalışıyor. İşitme sorunlu birey de cihazlı ve cihazsız yaşamın fakını bariz bir şe kilde ayırt edilebiliyor. Bu alanda bir tartışma da mevcut değildir. Sadece, yeterlilik ve bilinçli uygulama konusunun tartışması devam etmektedir.

Üreticiler bir ürün üretirken genelde iyi para kazanacakları ürüne yatırım yaparlar. Müşteri memnuniyeti sıralaması kazançtan çok sonra gelir. Psikoakustik uygulamada ise, müşterinin haklarını savunan ve mutlu olmasını sağlayan, piyasaya çıkan yeni ürünler ile üreticilere not veren bir taraf vardır ve bu, uygulayıcılardır. Eğer uygulayıcılar, bunun farkına varırlarsa, üreticiler yeni bir ürün geliştirirken müşteri memnuniyet sıralamasını öne alma motivasyonları yükselebilir.

Psikoakustik uygulama sonuç olarak; müşterinin hem üreticiye hem uygulayıcıya ve hem de bir bütün olarak teknolojiye vermiş olduğu memnuniyet notunun toplamıdır.

Parametrik Uygulama:

Parametreler, genelde lokal sorunların çözümü için geliştirilen teknik elemanlardır. Yazılımla veya fiziksel bileşenlerle fonksiyonlu kılınan parametreler, uygulamada önemli misyon üstlenirler. Bu bileşenler kendi amaçlarına yönelik aktifleştiklerinde adaptif, statik veya sabit yöntemlerle çalışabilirler. Önemli olan parametreyi doğru yerde, doğru seviyede ve doğru mekânda aktif hale getirmektir. Her parametre kendi mantığı içinde geliştirilir ve bu mantık içinde çalışması beklenir. Parametreler doğru uygulanmadığında ise, ne Odyolojik verilerin doğruluğu, ne algoritma çalışmalarının mükemmel fonksiyonu ne de mükemmel akustik donanım bir işe yarayacaktır. Örnek olarak rüzgârın uğultu şiddetini düşüren “rüzgâr gürültü yönetimi”nin hangi ortamda, hangi seviyede aktif edileceğini bilme- yen bir uygulayıcı asla kullanıcısının sorununu çözemeyecektir. Kullanıcı dış etkenlerden olan rüzgârın etkisini yürüyüşte azaltmasını istedikçe, uygulayıcı tahmini seçimlere girerek hem rüzgârın etkisini azaltamayacak hem de sakin ortamların parametre fonksiyonlarını bozmuş olacaktır.

Üreticiler, parametreleri ellerinden geldiğince otomatikleştirme eğilimindedirler. Uyarlamayı, mümkün olabildiğince kolaylaştırmaya çalışırlar. Ancak tüm fonksiyonları otomatikleştiremezler; çünkü uygulayıcıya, kullanıcıların isteklerine göre uyarlama yapmaları için fırsat tanırlar. Kullanıcıların ortamdan etkilenme dereceleri birbirinden farklıdır ve yaşama dair istekleri de tamamen değişkendir. Giriş modlarına bağlanan parametreler, uygulayıcıya farklı uygulamalar yapmak için alternatifleri bırakmak zorundadırlar. Bu alanda yetkin olmayan uygulayıcılar hem zaman kaybeder hem de kullanıcıların güvenini yitirirler. Bunun sebebi, güncel ortam tanıma analizlerinde otomatik geçişlerin genelde 40 ortamın değerini baz almasıdır; ancak yaşam 40 ortam ile sınırlanmayacak kadar büyük ve değişkendir.

Test box ve REM gibi cihazlar, yapılan işlemin teknik validasyonunu verebilir.Bu cihazlar, bir bütün olarak sistemi, parametreleri ve fonksiyonlarıyla beraber  test etmeye olanak tanırlar. Ses iletim hattının avantaj ve dezavantajlarını bize beraberce gösterirler.

Uygulamanın Teknik Validasyonu:

Kapalı uygulama odalarında başarılı uygulamanın teyidini almak, ne yazık ki yeterli değildir. Yine, kullanıcı memnuniyet teyidi sadece sakin mekânda üç beş kelime konuşarak alınan bir teyit de değildir.

Konuyu biraz daha geniş açıdan irdelersek, şöyle ifade edebiliriz: Fitting uygulamasında var olan tüm parametrelerin ve parametrelere bağlı çalışan kombinasyonlu algoritmaların kendi ortamında teyidi alınmadan başarılı bir uygulamadan söz etmek doğru değildir. Kısacası, her parametre kendi mekânında ve kendi şartlarında test edilir. Şartlar oluşmadan parametrenin çalışma veya başarı teyidinin alınması mümkün değildir. Örnek olarak, gürültüyü test etmek için ortam içinde gürültü olmalıdır. Gürültünün olmadığı bir ortamda gürültü test edilemez ve onay alınamaz. Yönlülüğü kardioide seçenekleriyle test etmek için, üreticilerin belirlemiş oldukları ses şiddeti seviyeleri kullanılabilir ve bu seviyelerde test edilebilir. Sakin ortamda direksiyonal etkisini test etmek, ne yazık ki doğru bir tercih değildir. Test box ve REM gibi cihazlar, yapılan işlemin teknik validasyonunu verebilir. Bu cihazlar, bir bütün olarak sistemi, -parametreleri ve fonksiyonlarıyla beraber- test et- meye olanak tanırlar. Ses iletim hattının avantaj ve dezavantajlarını bize beraberce gösterirler.

REM cihazının, tabiî ki, halen eksiklikleri var ve henüz istenen seviyede değildir. Ancak bunlar, mevcut teknolojilerin doğruluk teyidini almak için en yakın değeri üretir. LTASS VE ISTS sinyalleri hâlâ araştırma aşamasındadır. Sınırlı diller üzerinde yapılan araştırmalar bir başlangıçtır, sonuç değildir. Türkçenin veya başka dillerin araştırması henüz bitmiş değildir. Burada göz önünde bulunduracağımız şey şudur: Diller arasında ufak değişiklikler bile kullanıcı üzerinde önemli etkiler bırakabilir, uygulamaların faydasını azaltır veya çoğaltır.

İşitme cihazını ilk defa kullanan kişi, 8-12 haftalık kullanımdan sonra durum değerlendirmesi yapar: Cihazın performansını, yeteneklerini, kullanıcı bilgisini, teknolojinin yapabileceği katkıyı, mekânlara göre değişen sinyal işlemesini ve yaşama dair verdiği katkıyı keşfeder. Kullanıcının izlenimlerini içeren bu tür bir geri dönüş, bir Psikoakustik değerlendirmedir. Yapılan tüm işlemin validasyonudur. İlk 4 haftalık süre cihazla tanışma faslıdır ve kullanıcı sesleri tanımaya çalışır, ikinci 4 haftalık süre sesleri ayırt etme faslıdır.

Üçüncü 4 haftalık süre tecrübe toplama ile onay veya ret dönemidir. Bu sürede kullanıcı tecrübe sahibi olmuş, tüm verileri değerlendirebilecek seviyeye yükselmiştir.

Test cihazlarının tespit edemediği noksanlıkları, uygulayıcının görmediği eksiklikleri artık kullanıcı görmüştür.

 SONUÇ

İşitme sorunlu birey, ses alma ve iletişim eksikliklerini gidermek için işitme merkezine gelir. Bizden teknolojik destek alarak iletişim eksikliğini  gidermek   istemektedir. Biz bir uygulayıcı olarak, Odyoloji ve duyma akustik bilgilerini temel almadan ve  yorumlamadan yola çıkıp kullanıcımızı memnun edeceğimizi düşünüyorsak, yanılırız.

Biz, kendi bilgimize dayanmadan, şu veya bu markanın reklamlarıyla, vermiş olduğu marketing bilgileriyle ve mübalağalı pazarlama sloganları ve cümleleriyle kullanıcımızı memnun edeceğimizi düşünüyorsak, yine yanılırız.

Biz, işitme sorunlu kişinin Odyoloji verilerini tam kavramadan ve yorumlama sorununu aşmadan cihaz uyarlamasında başarılı olacağımız düşünüyorsak, yanılırız.

Biz, işitme sorunu yaşayan kişinin ihtiyacını belirlemeden önce bir ürünün satışını kafamıza koymuşsak, marka ve üretici ülke referansıyla prestij sağlayacağımızı zannedip kusurlarımızı örteceğimizi düşünüyorsak, yanılırız

Kişi beklentilerini almadan ve teknoloji yeteneğini bilmeden kişiyi memnun edeceğimizi düşünüyorsak, yanılırız.

İşitme cihazı seçimini temel duyma akustik verilerine dayandırmadan doğru cihaz seçimini yaptığımıza inanıyorsak, yanılırız.

Biz kişinin beden ve ruhtan ibaret olduğunu fark etmeden kişiyi sadece otomatik uyarlama değerleriyle memnun edeceğimize inanıyorsak, yanılırız. Evet, işitme cihazı uygulaması psikolojik, teknik, algoritmik, akustik, Odyolojik, parametrik uygulamaların ve daha fazlasının toplamıdır. Bu birimleri tam yerleştirip, aralarındaki ilişkiyi tam kurup aktifleştirmeden asla başarılı bir işitme cihazı uygulaması yapamayız ve bu uygulama olmadan asla bir kullanıcıyı memnun edemeyiz. Unutmamalıyız ki, bu birimlerin toplamından doğan ilk doğru veriyi REM cihazından elde ederiz, ikinci gerçek veriyi ise kullanıcının kendisinden alırız