Burun, Paranazal ve Nazofarenks Hastalıkların Otoloji Üzerine Etkisi

Doç. Dr. Yüksel TOPLU / Dr. Öğr. Ü. Mehmet TAN

   

Kulak, burun ve boğaz hastalıkları pratiğinde bulunan hastalıklar anatomik yakınlık ve fizyolojik bağ- lantılardan dolayı birbirleri ile ilişkilidir. Burun boşluğu nares ile dışarı açılan ortada septum ile ikiye ayrılan ve lateral duvarda 3 adet konka ile sınırlıdır. Arkada koana ile halk arasında geniz olarak bilinen nazofarenkse açılır. Burun boşluğunun her iki tarafında kemikler içinde beşer çift paranazal sinüs bulunur. Bu sinüsler maksiller, frontal, ön etmoid, arka etmoid ve sfenoid sinüstür. Burun solunumla alınan havanın ısıtıldığı, nemlendirildiği, filtre edildiği yerdir. Koku almayı sağlayan olfaktör epitele sahiptir. Paranazal sinüslerle beraber sesin rezonansında görev alırlar. Koanaların arkasında orofarenksle bağlantıyı nazofarenks sağlar. Yukarıda kafa tabanı ile komşu olan nazofa- renksin yan duvarlarına östaki tüpü açılır. Östaki tüpünün nazofarenkse açıldığı yerin arka kenarında tubal kartilajın yaptığı kabartı olan olan torus tubarius arka ve üstteki boşluğada rosenmüller fossa denir. Bu iki östaki ağzının arasına ve nazofarenks tavanına çocukluk çağı en önemli burun tıkanıklığı sebebi olan adenoid dokusu yerleşir. Östaki nazofarenks ve burun boşluğunu, orta kulak ve mastoid hücrelerle birleştiren bir borudur. Nazofarenkse açılan 2/3 lük kısmı kıkırdak, orta kulak ön duvarına açılan 1/3 lük kısmı kemiktir. Lümenini örten mukoza intranazal epitel gibi silyalar içerir. Üç temel görevi vardır.

  1. Orta kulaktaki sekresyonların nazofarenkse geçişini sağlamak.
  • Nazofarenksten gelen sekresyonlardan orta kulağı korumak.
  • Hava basıncını dengelemek (ventilasyon).

Ventilasyon östaki tüpünün en önemli fonksiyonudur. Orta kulağa geçen havanın kontrolü orta kulak ses iletiminde önemlidir. Östaki disfonksiyonu orta kulağın basınç değişikliklerine uyumunu bozar. Burun iç yüzünü örten epitel silyalar içermektedir. Dışarıdan alınan hava ile giren partiküller ve mikroorganizmalar önce silyalarla tutulur sonra salgılanan mukus ile dışarı atılır. Burun ve nazo- farenksdeki hastalıklar ve enfeksiyonlar sırasında sekresyonlar artar, mukosilyer aktivite kesintiye uğrar. Bozuk mukosilyer aktivite ve ödem östaki tüpünün fonksiyon yapamamasına neden olur. Bu bozukluklar ve sekresyon artışı östaki tüpünün tıkanmasına neden olur. Östaki tüpünün bu anatomik ve fonksiyonel tıkanıklığı sonucu kulağın drenajı, ventilasyonu ve korunması bozulur ve orta kulakta efüzyon gerçekleşir. Bunun sonucu olarak odyogramda iletim tipi işitme kaybı ve timpanogramda tip B görülür. Kulakta oluşan efüzyonun giderilmesi için mukosilyer aktivitenin düzelmesi, ödemin ge- rilemesi gerekir. Yalnız üst solunum yolu enfeksiyonu veya tıkanıklık sık tekrarlarsa orta kulak ve östaki mukozasında kalıcı değişiklikler olur. Bu kalıcı değişiklikler orta kulak ve östaki mukozasında goblet hücrelerinin sayısının artması ve sekretuar duruma gelmesidir.

Burun, paranazal ve nazofarenks hastalıkları östaki fonksiyonlarını etkileyerek otolojik problemlere neden olur. Nazal obstrüksiyon yapan hastalıklar burun hava akımını bozarak ve enfeksiyonlara sebep olarak östaki disfonksiyonuna sebep olur.

Burun, paranazal ve nazofarenks hastalıkları östaki fonksiyonlarını etkileyerek otolojik problemlere neden olur.

Enflamatuar Rinosinüzitler: Nazal mukozada viral, bakteriyel ve fungal etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan, sekresyon artışı ve mukosilyer aktivitenin bozularak hastalık ortaya çıkmasıdır. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve ateş olabilir. İntranazal olarak ödem, hiperemi, lökosit invazyonu ve epitelde ödem vardır. Viral rinitlerde akıntı seröz, bakteriyel rinitlerde daha çok pürülandır. Çok sık olarak tekrarlayabilir. Silyer fonksiyon bozukluğu, ödem östaki disfonksiyonu yaparak kulakta efüzyona neden olabilir. Viral rinitlerde semptomatik, bakteriyel ise uygun antibiyoterapi ile tedavi edilir.

                20 arasında değişmektedir. Sıklığı giderek artmaktadır. Aynı allerjik durum östaki mukozasını da etkileyebilmektedir. Tedavisinde antihistaminik ilaçlarla birlikte topikal nazal steroidler kullanılır.

Nazal septum deviasyonu ve konka hipertrofisi: Nazal septum burun çatı desteği olmakla birlikte konkalarla birlikte nazal hava akımını destekler. Bu orta hatta olması gereken yapı sağa veya sola kayarsa burun tıkanıklığı yapar. Aynı şekilde burun lateral duvarındaki konkaların olması gerekenden hipertrofik olması hava akımını bozar. Bazen koanaya kadar uzanıp östaki ağzını tıkayabilir veya en- feksiyonların oluşmasına kolaylık sağlar. Bu patolojileri septoplasti ve konka cerrahisi ameliyatlarıyla düzeltmek gerekir. Perfore timpanik membranın tamir etmeden önce nazal obstrüksiyonun düzeltilmesi başarı şansını artırabilir. Nazal polipozis, antrokanal polipler de burun tıkanıklığı yapan intranazal patolojilerdir. Bu polipler bazen tam obstrüksiyon yapıp nazofarenksi doldurabilecek kadar büyüyebilirler. Burun boşluğunu veya nazofarenksi tıkayan poliplerin endoskopik sinüs cerrahisi yapılarak östakinin görev yapması sağlanmalıdır.

Nazofarenks patolojilerinin en önemlisi çocukluk çağında olan adenoid hipertrofisidir. Nazofarenkte östaki tüpünün ağzını tıkamakla birlikte oluşturduğu burun tıkanıklığın sık enfeksiyonlara zemin hazırlayarak orta kulakta sıvı birikmesine yol açar. Orta kulaktaki efüzyon geçmezse mutlaka ventilasyon tüpü takılırken adenoidektomide birlikte yapılmalıdır.

Nazal ve nazofarenks kaynaklı malign neoplazmlar da otaljik bulgularla hastaneye başvurabilir. Özelikle erişkin yaşta seröz otitle gelen, odyolojide iletim tipi işitme kaybı ve timpanogramda tip B’si olan hastalarda mutlaka nazofareks endoskopik muayenesi yapılmalıdır. Çünkü nazofarenk kanseri kendini ilk olarak kulaktaki efüzyonla gösterebilir. Nazofarenksde rosenmüller fossada dolgunluk varsa mutlaka biyopsi yapılmalıdır.

Sonuç olarak akut otit, seröz otit, kronik otit hastalarının tedavi ve takibinde, nazal veya nazofarenks patolojileride önemlidir. İşitme kaybı ile gelen hastaların muayenelerinde otolojik muayeneye ek olarak tam bir nazal ve nazofarenks muayene yapılmalıdır. Otolojik cerrahi öncesince veya sırasında bu patolojiler de cerrahiye dahil edilmelidir.

Perfore timpanik membranın tamir etmeden önce nazal obstrüksiyonun düzeltilmesi başarı şansını artırabilir. Nazal polipozis, antrokanal polipler de burun tıkanıklığı yapan intranazal pato- lojilerdir.